31 May 2008

dünün hikayesi

yüzümden okudu, kelimelerin pesinden gittigimi biliyordu. beni hic tanimayan, o ana kadar dünyadaki varligimdan habersiz birine söylemek istedigim 3ten fazla cümle olmasi ne tuhaf.

asli erdogan'i bir blogda okudugum bir cümle ile tanimistim. sonra bibi heyecanla okumak istedigim bu kitabi bana getirdi. bir cümleyi günlerce düsününce insan saniyor ki, bütün kitap söylemek istedigini bilmedigi ama istedigi cümlelerle dolu olacak. o yüzden genelde cok sey bilmeden kitap okumak daha iyi. ama o da anladi dün. ben kelimelerin pesinden gidiyorum.

kirmizi pelerinli kent romani almancaya cevrilmis. onu okudular, tartisildi. sonra kitabin basrolündeki kisiyi ö ile baslatma saplantisi, özgür'ün bulunusu, özgür'ün matematik okumus olmasi, özgür'ün kimseyi tanimadigi, dilini bile bilmedigi bir ülkedeki ölüm hikayesinden konusuldu. tuhaf dedim. ne cok sey benziyor. ö

ölüm, öteki, özgür, ö...

kitabi aldim. ne yazik ki almanca. hem kitabin anadilinde hem de kendi anadilimde okumak varken böyle olacak simdi...

bana dedi ki...

özlem,
her sözcük bir cagridir,
dogru sözcük israr eder cagirmakta...

cok bildigini bilmedi.

1 yorum:

siyah mum dedi ki...

kabuk adam'ı imzalattın..